Tarsus Haber| Yenises Gazetesi
Yazar: HALİL AKSOY - 20 Haziran 2022 Pazartesi - Okunma: 1793

TÜRKÇE BÖYLE KULLANILMAZ

Dil ve mil­let bir­bi­ri­nin ay­na­sı­dır. Bi­ri­nin hâ­li ne ise di­ğe­ri­nin de odur. Mil­let sağ­lık­lıy­ken di­lin, dil sağ­lık­lıy­ken mil­le­tin has­ta ol­ma­sı müm­kün de­ğil­dir. Bu­gün, ata­lar mi­ra­sı Türk­çe­miz, bi­zim gi­bi pe­ri­şan... Eli ka­lem tu­tan oku­muş in­san­la­rın bi­le Türk­çe­yi yan­lış kul­lan­ma­sı hem ayıp hem de aci­len hal­le­dil­me­si ge­re­ken bir me­se­le­dir. Mil­let­ler dil­le­riy­le ya­şar. Her mil­let ken­din­den ön­ce­ki za­man­lar­da ya­şa­yan in­san­la­rın son­ra­ki ne­sil­le­re bı­rak­tı­ğı ede­bî, di­nî, ta­ri­hî ve di­ğer ko­nu­lar­da yaz­dı­ğı eser­ler­le di­li­ni ya­şa­tır. Dil ön­ce ana­dan öğ­re­ni­lir. Tah­sil ha­ya­tı bo­yun­ca ki­şi­nin ke­li­me ha­zi­ne­si zen­gin­le­şir. Oku­nan her ki­tap ki­şi­nin kül­tür bi­ri­ki­mi­ni ar­tı­rır. Biz Türk mil­le­ti ola­rak oku­ma­yı se­ven bir mil­let de­ği­liz ne ya­zık ki... Tah­sil­li, bir­kaç dip­lo­ma­lı, is­mi­nin ba­şı un­van­lı pek çok in­san bi­le oku­ma özür­lü. On­lar bi­le ne­re­dey­se mec­bur kal­ma­dık­ça ki­tap oku­mu­yor. Bu du­ru­mun el­bet­te is­tis­na­sı var ama de­ve­de ku­lak mi­sa­li... Ge­rek ga­ze­te ge­rek in­ter­net or­ta­mın­da ge­rek­se ki­tap­lar­da rast­la­dı­ğı­mız Türk­çe yan­lış­la­rı in­sa­na “Türk­çe böy­le kul­la­nıl­maz.” de­dir­ti­yor. Yan­lış ya­zı­lan ke­li­me­ler, ba­şı so­nu bir­bi­rin­den ko­puk cüm­le­ler, öz­ne­yük­lem uyum­suz­lu­ğu, nes­ne­yük­lem uyum­suz­lu­ğu, eş an­lam­lı ke­li­me­le­rin art ar­da kul­la­nıl­ma­sı, yük­lem ek­sik­li­ği, sı­ra­lı cüm­le­ler­de fark­lı za­man­lı yük­lem­ler kul­la­nıl­ma­sı... sık rast­la­nan yan­lış­lar­dan. Türk­çe­nin yan­lış kul­la­nıl­ma­sı­nın pek çok se­be­bi var. Türk­çe­mi­zin ye­te­rin­ce öğ­re­til­me­me­si, öğ­ren­ci­le­re di­lin öne­mi­nin kav­ra­tıl­ma­ma­sı ve dil şu­uru­nun ve­ril­me­me­si, ya­zı ya­zar­ken im­la kı­la­vu­zu ve söz­lük kul­la­nıl­ma­ma­sı, Türk­çe­yi ye­te­rin­ce öğ­re­ne­me­mek vb. sa­yı­la­bi­lir. Öz­ne­yük­lem uyum­suz­lu­ğu­na ör­nek: Türk­çe­de öz­ne te­kil ise yük­lem de te­kil olur: “Ay­şe, der­si­ne dü­zen­li ça­lı­şır.” cüm­le­si doğ­ru­dur. “Sa­na hep­si se­lam söy­le­di­ler.” cüm­le­si yan­lış­tır çün­kü bel­gi­siz za­mir öz­ne ol­du­ğun­da yük­lem te­kil olur. Öz­ne ço­ğul ise yük­lem de ço­ğul olur: “Biz, bu­gün si­ze ge­le­ce­ğiz.” cüm­le­si doğ­ru­dur. “Ah­met ve ben dün sa­na uğ­ra­mış­tım.” cüm­le­si yan­lış­tır çün­kü öz­ne ço­ğul, yük­lem ise te­kil­dir. Cüm­le­nin doğ­ru şek­li şöy­le­dir: “Ah­met ve ben dün sa­na uğ­ra­mış­tık. Nes­ne­yük­lem uyum­suz­lu­ğu­na ör­nek: Türk­çe­de fi­il­ler nes­ne alıp al­ma­ma­la­rı­na gö­re ge­çiş­li ve ge­çiş­siz olur. Nes­ne alan fi­il­le­re ge­çiş­li fi­il, nes­ne al­ma­yan fi­il­le­re ge­çiş­siz fi­il de­nir. Sı­ra­lı cüm­le­de fii­lin bi­ri ge­çiş­li, di­ğe­ri ge­çiş­siz ise ge­çiş­li fii­le nes­ne ge­tir­mek ge­re­kir. “Si­ze ina­nı­yor, se­vi­yor.” cüm­le­si yan­lış­tır. İnan­mak fii­li ge­çiş­siz, sev­mek fii­li ge­çiş­li­dir. Sev­mek fii­li ge­çiş­li ol­du­ğu için nes­ne ge­rek­mek­te­dir. Cüm­le­nin doğ­ru şek­li şöy­le­dir: “Si­ze ina­nı­yor, si­zi se­vi­yor.” Eş an­lam­lı ke­li­me­le­rin art ar­da kul­la­nıl­ma­sı­na ör­nek: En çok rast­la­nan Türk­çe yan­lış­la­rın­dan bi­ri de eş an­lam­lı ke­li­me­le­rin ay­nı cüm­le­de art ar­da kul­la­nıl­ma­sı­dır. “Mut­lu me­sut ya­şı­yor­lar.”, “O­nun dav­ra­nı­şı iç­ten ve sa­mi­mi­dir.”, “Hâ­kim ve yar­gıç­la­rın ta­yi­ni ya­pıl­dı.” “Mut­lu me­sut, iç­ten ve sa­mi­mi, hâ­kim ve yar­gı­ç” ke­li­me­le­ri eş an­lam­lı ol­duk­la­rın­dan ay­nı cüm­le­de kul­la­nıl­ma­sı an­la­tım bo­zuk­lu­ğu­na se­bep ol­mak­ta­dır. Bu se­bep­le bu ke­li­me­ler­den bi­ri­nin cüm­le­den çı­ka­rıl­ma­sı ge­re­kir. “Mut­lu ya­şı­yor­lar.”, “O­nun dav­ra­nı­şı iç­ten­dir.”, “Hâ­kim­le­rin ta­yi­ni ya­pıl­dı.” Can da­ma­rı­mız, ses bay­ra­ğı­mız Türk­çe­yi doğ­ru öğ­ren­mek ve kul­lan­mak her Türk va­tan­da­şı­nın Türk­çe­ye öde­me­si ge­re­ken bor­cu­dur. Bu, ki­şi­nin Türk­çe­ye, ken­di­si­ne ve hi­tap et­ti­ği in­san­la­ra say­gı­sı­nın da ge­re­ği­dir.